Fatma Erdek - Kara Kış Beyaz Düş



"O gece Selim'in gözlerinde, inanmak istemediğim gerçeği okumuştum. Bütün varlığıyla doğru söylüyordu. Bana karşı hissettiği yasak aşk, onun kıblesi olmuştu. Bu aşka ibadet ediyordu. Söyleyeceğim, yapacağım hiçbir şey bunu değiştiremezdi. Yaşamaya ya daölmeye, aldırmıyordu." Annesinin mutluluğu için, iki ateş arasında kalmış bir genç kız... Ortak bir kaderi paylaşan, iki yaralı yürek...

(Tanıtım Bülteninden)



Zeynep ve Akgül iki ayrı diyar ve kültürde yetişen iki güçlü kadın. İkisi de küçükken babasını kaybeder ve annelerinin evlendikleri adamlar yüzünden zorluklar yaşarlar.


Bir elbisenin birbirinin üzerine geçmiş iki ayrı parçasıydık biz. Akgül kumaşıydı bu elbisenin, görünen yüzü. Bense gizli yanıydım, astarı...

Zeynep üvey babası Selim Bey'in aşırı kontrolcü tutumu ve annesinin Selim Bey'e olan aşkı nedeniyle ve annesinden ayrı kalmamak için bir türlü özgürlüğünü ilan edemez. Hele ki annesinin kansere yakalanmasından sonra hem Selim Bey'in aşırılıkları hem de baskısı artar. Hırsları ve eski bir büyükelçi~sanırım mesleği buydu :p~ olması nedeniyle Zeynep hakimlik sınavına girmesinin evden uzaklaşması için tek yol olduğunu anlar ve sınavı başarıyla geçip Erzurum'un Narman ilçesinde soğuk bir kış gününde görevine başlar. 

Bazen bir yudum nefes, bir avuç mavi ve bir tutam özgürlük, bir ömre bedeldir.
Erzurum'da yeni bir başlangıç yaptığını düşünür Zeynep. Adliyede çalışan yaşlı bir amcanın torununu evine alır. İsmi Akgül'dür dedesi ona Karkız diye seslenir. Zeynep onu yanına aldığında ilk başta o da tedirgin olur ama zamanla Akgül'e ısınır ve onu koruyup kollamaya başlar. Üvey babası sorun çıkarmasın diye de para vermektedir aileye. Ayrıca birde Güven Komutan vardır. Zamanla birbirlerini sever ve evlenmeye karar verirler. Ancak Zeynep Selim Bey'in yaşattıkları yüzünden Güven'e içindeki aşkı ve sevgiyi gösterememektedir.

Gelişimin bir tek nedeni vardı. Ansızın karşısına çıkacak ve o habis canını bedeninden alacaktım. Vuracaktım onu can evinden. Habersiz olacaktı, habersiz öylece... Tıpkı benim o gece yarısı öldüğüm gibi ölecekti o da.
Selim Bey'e evleneceği haberini vermeye gittiğinde Selim Bey Zeynep'i yine sindirmeye çalışır ama vazgeçmez. Evlendikten bir süre sonra ise Selim Bey siyasi bağlantılarını kullanarak Güven'in tayinini Malatya'ya çıkarır. Güven Malatya'da iken Akgül'ün üvey babası bir gün kızı alır evine götürür. Daha sonra ise savcı arkadaşı Akgül'ün babasını ya da abisini bıçakladığını haber verince Zeynep inanamaz. Sonra Akgül ile konuşunca durumu anlar. Kendisinin Selim Bey'e yapmak isteyipte yapamadığını Akgül'ün yaptığını öğrenir. Çünkü Selim Bey'de Zeynep'e saplantı derecesinde aşıktır. Zeynep'in lise mezuniyetine kadar bu durumu içinde yaşarken o günden sonra artık Zeynep'e olur olmadık yerlerde aşkını ilan edip durmuştur. Hatta beni bu hale senin davranışların itti diyerek Zeynep'in bile aklını karıştırdığı anlar olmuştur. 

Neyse başlarda Akgül'ün davasında hakimlik yaparken Selim Bey'in intihar ettiğinin haberini aldıktan sonra davadan çekilir. Bu dönemde Güven'le evliliği de sallantıdadır. Hakimlik görevinden de istifa ederek Akgül'ün avukatı olarak yoluna devam eder. Sonunda davayı kazanırlar. Akgül beraat eder ve Güven ve Zeynep'te barışarak üçü hayatlarına Malatya'da devam eder.

Güven ve Zeynep'in ilişkisi aslında daha çok Güven hep ikinci planda kaldı. Kitap daha çok Selim Bey-Zeynep, Zeynep-Akgül üzerine kuruluydu. Ve o kısacık son da beni hiç tatmin etmedi açıkcası umarım kısa da olsa bir özel bölümle Güven-Zeynep-Akgül üçlüsünün yeni ve mutlu hayatlarını okuruz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI